Biz farkında olmasak da aslında sokaklar bizi yönlendirir. Çünkü her sokak bir ruhu yansıtır.
Örnek verecek olursak, Kadıköy veya Taksim’den başlayabiliriz. Bu iki semti seçmemin nedeni, birbirinden farklı bin bir çeşit ruhu içinde barındırması. Böyle kalabalık yerlerde herkesi içine çekecek bir sokak mutlaka vardır. Gittiğiniz yeri hiç bilmeseniz de sizi siz olarak kabul edecek sokaklara doğru yol alırsınız farkında olmadan.
Eğer eğlenmeyi seven, hareketli ortamları arayan biriyseniz, kalabalık bar sokaklarını keşfe çıkarsınız. Fakat sakin ve her an tembelliğe müsait biriyseniz, şirin kafelerin olduğu sokaklar çeker sizi. Hatta diğer sokaklara suratınızı ekşiterek şöyle bir bakar geçersiniz. Demem o ki, bazı sokaklar bizi kendine çağırırken bazıları da oradan çıkmamız için iter bizi.
Bazen öyle sokaklardan geçeriz ki, bizi çocukluğumuza götürür. Soğuk kış akşamlarında sıcacık evimizde bir yandan annemizle birlikte akşam yemeği telaşına girmişken diğer yandan da babamızın zile basmasını beklediğimiz günlere… Bazen çok eski arkadaşlarımızla kurduğumuz sofralarda bitmek bilmeyen muhabbetler ettiğimiz günlere… Ve bazen de içimizde bir yerlerde duran aşkımızı hatırlatır sokaklar.
Bize sadece gideceğimiz yeri bulmakta yardımcı olduğunu düşündüğümüz o sokaklar aslında herkesin içinde bir yerlerde duran eskimiş aynasıdır.
Şimdilerde gülüp eğlendiğimiz o sokaklar, fotoğraflar çektirdiğimiz o yol kenarındaki ağaçlar, o duvarlar, belki de bir zamanlar buluşmak için evlerinden zorla çıkan aşıklarındı. Veya pazar poşetlerini taşırken soluklanmak için durulan köşelerden biriydi. Belki de iki yakın arkadaşın kavga edip tartıştıkları bir yerdi, kim bilebilir?..
Bu yüzden her sokak bin ruh ve her sokak bin mazidir…
Sevgiler
Dilhan KESKİN
Yorum Yap